Dr. Öğr. Üyesi Yasin Ramazan BAŞARAN | Çağdaş Metafizikte Farklı Yönelimler

[sablon_gorsel]

 

 

Anadolu İlahiyat Akademisi

Geleceğin Akademisyenlerini Arıyor Projesi

Ders Raporu

 

Lisansüstü Sınıf Grubu   

Tarih:26 Temmuz 2023 Çarşamba, 11.00       
Ders:Çağdaş Metafizikte Farklı Yönelimler
Hoca:Dr. Öğr. Üyesi Yasin Ramazan Başaran
İşleniş:16 kişi yüz yüze, 44 kişi online
Özet:
  • Genel çerçeve: 

Birinci Oturum: Fayda ve metafizik ilişkisi üzerinden giriş yapıldı ve ilgili örnekler verildi. Faydanın karşıtı olarak insanın gerçeklikten kopamayışı ve metafiziğin amacı olarak gerçeklik anlatıldı. Ardından metafiziğe çağdaş yaklaşımların metafiziği faydalı yapma çabalarından bahsedilerek ana konuya giriş yapıldı.

Metafiziği yok etmek isteyen ve aksine metafiziği elimine etmek isteyen akımlardan kronolojik olarak bahsedildi. Burada yüz yüze ve onlinedan bazı sorular cevaplandı. Ardından “gavagai” örneği ile metafizik ön kabullerin nasıl işlediğinden bahsedildi. Oturumun sonunda Tuncer Hoca katkı yaptı ve sorular cevaplandı. 

İkinci Oturum: Çağdaş metafizikteki yaklaşımlara neyin sebep olduğunun anlatılacağı vurgulanarak oturuma başlandı. Aristoteles’in fizik metafizik tanımlarından ve İbn Sina’nın katkılarından bahsedildi. Çağdaş dönemde Aristo metafiziğine karşı gelişen yaklaşımlardan ve bu yaklaşımların amaçlarından bahsedildi. Kant’ın metafizik yaklaşımı üzerinde özellikle duruldu. Metafiziği indirgemeye çalışan ve tamamen reddeden yaklaşımlar örneklerle anlatıldı. Mantıksal pozitivistlerden Russel üzerinde duruldu. 

Kant sonrası dünyada gelişen metafizik yaklaşımlardan bahsedildi. Bu konuda Quine, Lewis, Strauss ve Humeculardan detaylı bahsedildi.

Oturum sonunda sorular cevaplandı.

Üçüncü Oturum: Yeni yaklaşımları anlamanın ve zamanı aşmanın imkanından bahsedilerek son oturuma giriş yapıldı. Hoca bu alanda çalışmak isteyenlere öneriler ve açılımlar sundu. Aynı zamanda karşılaşılması muhtemel problemlere değinildi. Rorty’nin düşüncesinden detaylı bahsedildi ve metafizik biter mi, metafiziğe gerek var mı? Soruları üzerinde duruldu. 

Oturum sonunda sorular cevaplandı. 

  • Dersin özeti:

Faydayı teknik anlamda kullandığımızda belirli bir amaç için araç olarak kullanılan faydadan bahsederiz. Ancak fayda gözetmeksizin yapılan şeyler de vardır; çiçek yetiştirmek gibi. Fayda dışına gerçeklik de gözetilir. Gerçeklik, faydadan başka bir şeydir. Gerçeklik metafiziğin amacıdır. Bu nedenle metafiziğin faydayla ilişkisi olmadığı söylenebilir. Gerçekliği sadece daha gerçekle değiştirebiliriz. Metafiziğe çağdaş yaklaşımların önemli bir kısmı metafiziği de faydalı bir yaklaşıma dönüştürerek onu tekrar kabul etme eğilimi gösterdiler. Çünkü mantıksal pozitivizm, metafiziğin faydalı bir sonuç vermediği için dilimizden ve akademiden uzaklaştırılması gerektiğini söylemişlerdir. 

Buna karşıt olarak metafiziği elimine etmeyi öneren yaklaşımlar ortaya çıktı. Bu yaklaşımlardan biri Quine’a ait yaklaşımdır. Her şey bilime dönüşene kadar metafiziği kullanabileceğimizi önerdi. 

Daha sonra post-yapısalcılık denilen akımlar, metafiziği elimine etme çabaları olarak ortaya çıktı. Ardından pragmatizmin yükselişi gerçekleşti. Metafiziği sona erdireceğini düşünerek her şeyi faydaya indirgemek istediler. 

Örnek: Eski ve dilini bilmediğiniz bir kabileyle karşılaştınız. Birkaç gün gözlemlediniz. Yerlilerin bazen “gavagai” dediğini duydunuz. Tavşanın bulunduğu ortamlarda “gavagai” dediklerini tespit ettiniz. Bu noktada tavşana “gavagai” dediklerini düşünürüz. Fakat onların bu şekilde seslenmesinden bu tespiti çıkarmanız yanlış da olabilir. Çünkü nesneleri birbirinden ayırmak bizim metafizik ön kabullerimizle ilgilidir.

 

Aristoteles, nihai nedenlerden bahseden ve varlığın varlık olarak anlaşıldığı bilim olarak tanımlar metafiziği. Bunları net olarak ayıran (teoloji ve ontoloji) İbn Sina’dır. Soruları cevaplama tarzı modern dönemde bir değişime uğruyor ve bu değişimin sebebi en temelde Aristo felsefesine önce rasyonalistlerin daha sonra da duyumcuların itirazları ve nihayet Kant’ın metafizik konusundaki yaklaşımlarıdır. Bu farklı yaklaşımlar, metafizik nedir sorusu etrafında gelişmiştir. Genel amaçlardan bahsetmek gerekirse;

  • İnsanlara dünya hakkında doğru ve gerekçeli inançlar sağlamak istiyorlar. -Epistemik.
  • Tutarlı teoriler ve mantıksal geçerli argümanlar üretmek. -Mantık
  • İlginç ve güzel teoriler üretmek. -Estetik
  • İşe yarar kavramsal altyapı sağlamak. -Pragmatik

Modern dönemi anlamak için Aristocu görüşün net anlaşılması gerekmektedir. Aristocu metafizik ne yapmak istemektedir? Dünyadaki şeylerin temel özelliklerini araştırır. Neyin var olduğunu değil varlığı o varlık yapan şeyin ne olduğunu sorar. Buna da metafizik der. Aristo metafiziğindeki en gerçek şey tikellerdir, Platon’un aksine. Mesela insanlardan bağımsız insanlık diye bir şey olmaz. Oysa Platon’a göre insanlar olmasa da insanlık var olacaktır. 

Varlık kategorileri ya da örneğin Liebniz’in monadları gibi varlığa dair açıklama şekilleri sonuçsuz olduğu için Hume tarafından metafiziğin gereksiz olduğu yönünde yorumlanmıştır. Rasyonalist gelenekten gelen Kant ise, Hume’dan etkilenmekle birlikte gerçeklikle ilgili problemin bu kadar basite indirgenecek bir yapısının olmadığını söyler. Kant’a göre Platon’dan beri süregelen bilgi anlayışı tümüyle pasiftir, oysa insan zihni aktif bir zihindir; dünyayı algılamaz değil ona şekil verir. “Neden” dediğimiz şey sadece deneyle anlaşılan bir şey değildir. Zihnimizde zorunlu yapılar vardır. Kant’ı idealist yapan şey budur. Kant’tan sonra metafizik başka bir şeye dönüşmüştür. 

Deneyimlerimizin ötesinde bir alanı neyle anlayacağız? 

Kant, metafiziği, kendi sınırlarının ötesine geçmekle suçlar ve böyle bir metafiziğin olamayacağını söyler. İnanç nesnelerinin bilgi nesnesiymiş gibi konuşulamayacağını söyler. Örneğin atı at yapan özellikleri dışında atlıktan bahsedemeyiz.

Kant’ın yapmaya çalıştığı şey, bilgi ile bilgi olmayan şeyleri ayırt edebilmek. Bu nedenle esas metafizik alan algıda olmayan alandır. Algıda olmayan alanın da zorunlulukları vardır. Mesela iyilik ya da kötülük algıda olmayan bir gerçekliktir. Üstümüzdeki yıldızlı gök bilginin nesnesidir ve bilinebilir. Ama içimizdeki ahlak yasası, yani iyiyi kötüden ayırmak, doğadan öğrenilmez; içimizde bulunur. Metafizik de burada başlar. Dolayısıyla doğanın değil değerlerin metafiziği vardır. Tanrı’yı da bu değerlerde bulmaya çalışır. Çünkü iyi ve kötünün zorunlu olması algı dünyasının dışında bir gerçeklik ister. Bu gerçekliğe de Tanrı diyebiliriz. 

Ölçülemeyen şeyleri ölçülebilen şeylere mi indirgeyeceğiz yoksa onları inkâr mı edeceğiz? Mesela antropologlar, etnologlar, psikologlar indirgeyenlerdir. Reddenler ise mantıksal pozitivistlerdir; Tanrı hakkında konuşmayı bırakmayı önerirler. Kant’ın ahlaki metafiziğini de reddederler. Fakat burada da problem bitmez. Mantıksal pozitivistlerden biri olan Russell, hayatının ilerleyen süreçlerinde mantıksal pozitivizmin ahlaki olarak ahlaki bir çöküşe neden olduğuna şahit olmuştur. Deneyimde ve mantıkta olmayan ama gerçekte olan bir şey olduğunu söyler, buna insanlık (hümanizm) der.

 

Diğer filozoflar, Kant sonrası bir dünyada nasıl metafizik yapacaklarını araştırıyorlar. Bu araştırmalardan bir tanesi temsil yaklaşımı dediğimiz bir metafizik yaklaşım. Varlıktan bahsetmek istemiyorlar ancak en temelde gerçekliğin altında yatan özellikleri araştırıyorlar. Metafizik bize dünyanın bir resmini verir ve bu resim temel özellikleri araştırmak için ortaya çıkar, diyorlar. Buna tepki olarak gelişen diğer yaklaşım ise empresyonist tablo yaklaşımıdır. Empresyonistler hem bilimin hem de metafiziğin gerçeklikten bahsettiğini söyler. Fark ise nasıl tarif ettiklerindedir. Bilim detaylı bir fotoğraf çekmeye çalışır. Fakat bu bize gerçekliği resmini değil detaylarını verir; dünyadaki somut duyumsal detaylar hakkındadır. Ama metafizik, dünyanın nasıl olduğunu temsil etmek ister. Metafizik olabildiğince soyut bir şekilde dünyanın ve gerçekliğin resmini gösterme işidir. 

Bir diğer yaklaşım, envanter yaklaşımdır. Quine’a ait yaklaşımdır. Bilim ve metafizik birbirinden ayrı değil birbirini tamamlayan bir süreç olarak çalışır. Bilim verilerini mantığa dökerek bir dünya anlayışının oluşturulmasını isterler. Ancak eninde sonunda bilim metafiziği tüketecektir. Metafiziksel olarak kurgulanmaya çalışılan şeyler bilimsel olarak açıklandığında ortadan kalkacaktır. Bu yaklaşımda tüm metafiziksel yaklaşımların ontolojik soru olması sorunu ortaya çıkar. Çünkü her metafiziksel soru ontolojik değildir. 

Quine’a tepki olarak gelişen yaklaşımlardan biri yapısalcı yaklaşımdır. Envanter gibi her şeyi dizerek metafizik yapamayız, biz olan şeyleri organize ederek de anlayan varlıklarız, derler. Yapısalcılara göre metafizikte sıralamayla yetinmek zorunda değiliz. Temelde bir şeyin gerçekten olup olmadığı ya da yapının var olup olmadığı soruları ise bu yaklaşıma eleştiri olarak yönlendirilebilir. 

Bu yaklaşımlar, dünyayı anlamak amacını taşıyorlar. 

Sadece ve sadece tutarlı inançlar sağlamak ve bir şeyin ne olduğundan çok nasıl olduğunu sorgulamakla metafizik yapabileceğini düşünen yaklaşımlar da var. Bu yaklaşımlardan biri Strauss’ın yaklaşımı. Her şeyin kavramsal analizinin yapılabileceğini söyler. Varlığı en indirgenemeyecek haline gelene kadar analiz eder. Bir başka metafizik yaklaşım da yansıtıcı dengedir. Denge yaklaşımının savunucusu David Lewis’tir, aynı zamanda yeni Humecular akımını oluşturur. Temel yaklaşımı, metafizikle yapılmaya çalışılan şey tutarlı bir şekilde nesneleri açıklamaktır. Ancak nesnelerin doğasına dair hiçbir şeyden bahsedemeyiz. Mümkün dünyaların kaynağı da budur. Yaşadığımız her an, sonsuz sayıda mümkün dünya oluşur. Bir diğer yaklaşım da olasılık yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre metafizikle biz sadece ne olabileceğine dair spekülasyonlar yapabiliriz; metafizik bunun bilgisidir. Böylelikle bilime de alt yapı sağlarlar. Mesela mavi acı mıdır, sorusu sorabilir miyiz? Kategori hatası olur. Mümkünler üzerinden sorular sorar. Bu nedenle Tanrı zorunlu olduğu için değil mümkün olduğu için vardır. 

Klasik metafizikte tüm bilgilerin aslında gerçeklikle ilgili olmasından bugün bilimlerin çoğunun faydaya yönelik olması arasında bir fark vardır. “Neden” sorusu hala bilimin ilgilendiği sorular değildir. Gerçeklikle ilgili sorulardır. Hiç metafiziğin olmadığı bir dünya tasarlayacak olsaydınız Marvel evreninde yaşıyor olurdunuz. Ancak böyle bir dünya yok ve zaman dediğimiz şey metafizik olarak kalacaktır. Saatin zamanı hesaplıyor oluşu sadece zamanı nasıl ölçtüğümüzle ilgilidir. Zaman, mekân, benlik, Tanrı vs. bilginin kategorilerine girmeyen ve girmesine de gerek olmayan şeylerdir. Bu nedenle metafizik hala devam ediyor, ne şekilde devam edeceğini kestirmek için de bu yaklaşımları ortaya koyuyor filozoflar. Eğer metafizik çalışacaksanız bu çalışmalardan başlamanız gerekir. Doğru oldukları için değil gerekli kavramsal ve tartışma malzemelerini sağlayacağı için. 

Burada karşılaştığımız büyük problemlerden biri de metafizik çalışmanın bir faydasının olmamasıdır. Ancak faydasız olması onun değersiz olduğunu göstermez. 

Metafizik soruları fayda olarak değil gerçeklik olarak görmeliyiz. Gerçeklik sorusunun ortadan kalktığını dile getiren en önemli filozoflardan biri Rorty’dir. Ona göre metafizik ve hatta epistemolojik ve estetiğe dair teorilerin tamamı kavramsal çerçeve dediğimiz şeylerden kaynaklıdır. Kant’tan beri kavramsal çerçeveyi ve gerçekliği anlamaya çalışıyoruz. Fakat böyle bir ayrım yoktur. Numen fenomen ayrımını kabul etmez. Çünkü dünya dediğimiz şey bizim anlayışımızdan ibarettir. Bu nedenle de fayda dışında herhangi bir gerçekliği kabul etmez. Peki bu ayrımları yapmazsak ve konuşmazsak ne olur? Dünya felsefeden kurtulsa ve hiçbir şey konuşmasak ne kaybederiz? Rorty’ye göre insan şüphe edene kadar her şeye inanır. Bu nedenle şüphe ortaya çıkana kadar sorgulamamıza gerek yoktur. İletişimi engellediği için felsefeden kurtulmak ister. 

Peki diyalog/iletişim neden daha değerli olsun ki?

  • Son: Sorular cevaplandı.
Ön Okuma Metni:
    • Richard Rorty – Felsefe ve Doğanın Aynası
  • Willard V. O. Quine – Ontolojik Görelilik ve Diğer Makaleler
Bahsi Geçen Eserler: 
  • Quine – Deneyselciliğin İki Dogması

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top