Doç. Dr. Cemil KUTLUTÜRK | Uzak Doğu Dinlerinin Temel Klasiklerini Okuma Yöntemi

[sablon_gorsel]

Anadolu İlahiyat Akademisi

Geleceğin Akademisyenlerini Arıyor Projesi

Ders Raporu

 

Klasikleri Okuma Yöntemi Grubu

Tarih: 27 Ekim 2023 18:30
Ders: Uzak Doğu Dinlerinin Temel Klasiklerini Okuma Yöntemi
Hoca: Doç. Dr. Cemil Kutlutürk
İşleniş: Yüz Yüze: 24 Kişi, Online: 30 Kişi 
Özet: Ders, hocanın isteği üzerine planlandığı tarihten bir gün önce Cuma akşamı gerçekleştirildi. Derse Abdullah Yasir Can’ın hocayı takdim etmesiyle başlandı. Hoca dersinde hazırlamış olduğu slayt sunumunu kullandı. Yanında getirmiş olduğu Hindu kutsal metinlerini ve Kur’an-ı Kerimi öğrencilere tanıtarak derse başladı. Bu metinler arasında Kur’an’ın Hintçe çevirisi de mevcuttu. Hindu kutsal metinlerinden birisinden örnek bir pasaj okundu Dersin girişinde aşağıdaki sorulara kısaca cevap verildi:
  • Kur’an-ı Kerim diğer kutsal metinleri okumada/anlamada ne tür ölçüler sunmaktadır?
  • Kur’an-ı Kerime göre Musa’ya verilen kitabın adı nedir?
  • Kur’an-ı Kerime göre suhuf verilen peygamberler kimlerdir?
  • Diğer metinlerin yapısal özelliklerine dikkat çeker? 
Tahkir etmeden okuma enam/108 Mukayeseli okuma-tahkik ederek okuma zümer/18 Kur’an’da diğer metinleri anlatırken kullanılan bazı kelimeler var. Kur’an’a göre diğer metinlerin en temel vasıflarından birisi insan eli değmiş olması yani tahrip edilmiş, bozulmuş olmasıdır. Buradan hareketle Kur’an’ın kendisini ayrı bir yerde tuttuğunu görebiliriz. Şuan elinizde olan kutsal metinler içerisinde hiçbiri yoktur ki o dinin kurucusu veya ilk vahiy ne zaman indiyse o andan itibaren o metinler kayıt altına alınmış olsun. Kur’an-ı Kerim’in Peygamberimizle kayıt altına alınması onun ayrıcalığıdır. Başka hiçbir kutsal metinde görülmeyen bir durum bu. Doğunun kutsal metinlerinin ortak bir vasfı var. (Vedalar, Upandişatlar vs) Bunların hepsi rivayet veya şifahi olarak uzun süre nakledilmiştir. O yüzden metinlerin yapısında birbirinden farklı yönler var.
  • Bu bağlamda Hinduların metin algısını sizinle paylaşmak istiyorum:
Hinduların zihin dünyasına göre kendi kutsal metinlerinin kaynağı aşkın, ilahi varlıktır. O yüzden metinlerinde “Tanrı’nın sözü, Tanrı’nın kelamı” diye geçer. Kutsal metinleri bu karakterde yazıya geçtiği için alfabeleri dahi kutsaldır. Bu bağlamda biz Hinduların kutsal metinlerini ikiye ayırıyoruz: yazılı, ilahi kaynaklı metinler bir de duyulan, sözlü, hatırlanan metinleri. Bunların hepsini kutsal kabul ediyorlar ama ilki diğerlerinden daha kutsal görünüyor
  • Peki, bu metinler nasıl ortaya çıktı?
Rişi: Hindulara göre bu metinleri tanrıdan insanlara aktaran aracı figürler. Bunlar beşer, yani insan. Ama bunlar karakter itibariyle uzun süre riyazet hayatı yaşayan kimseler olmalı. Rişi’likle peygamberlik arasındaki fark: Hindu algısına göre bu metinleri bir anlamda ortaya çıkaran Rişiler, kendi çabalarıyla buna eriştiler. İslam’daysa Peygamber seçilmiş kişidir.
  • Hindu kutsal metinlerine göre tanrı, beşerin zihin dünyasında algılayamayacağı bir mahiyettedir. Onun kelamı mahiyet olarak neyse onun ancak 4. formu Rişiler tarafından iletilmiştir. Önceki 3 form henüz çalışılmadı.
  • Kutsal Metnin Derlendiği Sosyo Kültürel Ortam:
Herhangi bir klasik metin incelenirken bu metinleri kimin derlediği, nasıl bir ortamda derlendiği öncelikli olarak bakılması gereken bir durumdur. Bu metinleri kayıt altına alan insanlar kendilerini belli bir konumda tutabilmek için metinlere müdahale ettiler. Bütün Hint dillerinde aynı nitelik aynı özellik mi var? Hayır. Hepsini ayrı bağlamlarda incelemek gerekir. Örn. Sihizm Hint dinleri içerisinde ayrı bir yerde durmakta. Rişi, Hindular için ne ifade ediyor, bunun bilinmesi de metnin anlaşılmasında önemli bir konu.
  • Kaynağından okuma, en azından ilgili dine mensup kimsenin çevirilerinde okuma: G. Sale örneği
Kutsal metinleri okumada en olmazsa olmaz metodolojik yaklaşım bu metinleri ana kaynağından okumadır. Bu metinleri anlamak elbette ki zaman isteyen bir konu. Orijinal dilinden okumak her zaman mümkün olmayabilir. Böyle bir durumda en azından ilgili dine mensup kimselerin çevirisinden okumak gerekir. Batı dünyasının doğunun kutsal metinlerinden haberdar olması Müslüman Türkler sayesinde oldu. Onların çevirileri kanalıyla gerçekleşti Kur’an’ın İngilizce tercümesi 1900’lü yılların başına kadar olmadı. İlk çeviri olarak bildiğim G. Sale’in çevirisindeyse isminin bile değiştirildiğini görmekteyiz. İslam’ı bilmeyen birisi bu metinle tanımaya çalışsa satır aralarındaki yanlış ifadelerin o kimsenin bu dine dair algısını etkileyeceği açıktır.
  • Doğu Dinlerinin Temel Klasiklerini Okuma Yöntemi:
Metot olarak hermönetiği konuşabiliriz. Eliade örnek verilen bir isim. O dinler tarihçisini şöyle ifade ediyor: “Dinler tarihçisi bir antikacı değildir. İnananın gözündeki anlamını göz önünde bulundurarak yorumlamalıdır.” Bir kutsal metin içerisindeki bir kelimenin kullanımı önemli. O kelimeyi diğer dinler için kullanırken ayrıca anlamına dikkat edilmeli Bu metinlerin ilahi beşeri kategorilerden hangisine dâhil edileceği hususunda artık ilahi kategorisine dâhil edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu düşüncem de Biruni’ye dayanmakta Hindu kutsal metinlerinden bir tanesinden örnek bir pasaj okunarak yorumlandı. Hoca çevirisini bizzat yaparak metindeki kelimelerin inananları için ne anlam ifade ettiğinden söz etti. Öğrencilerin soruları yanıtlanarak oturum sonlandırıldı
Ön Okuma Metni:
  • Cemil Kutlutürk, Farklı Dinlerde Vahyin Semantik Alanı; Hinduizm ve Sihizm Örnegi, sf. 17-48
Bahsi Geçen Eserler: 
   

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top