Tarih: | 27 Temmuz 2024 Cumartesi, 11.00 |
Ders: | Felsefenin Deneme İfade Biçimi |
Hoca: | Doç. Dr. Çetin TÜRKYILMAZ |
İşleniş: | 15 Kişi Yüz yüze ve 40 Kişi Online |
Özet: | - Dersin hafta sonuna denk gelmesi sebebiyle katılım azdı. Takdimi Fatma Zehra Pekcan yaptı. Ders iki oturumda tamamlandı. Hoca içeriğe sadık kalmakla birlikte hazırlanmış bir şekilde geldi. Yanında getirmiş olduğu kitaplar ve deneme başlığına uygun okuma pasajları ile anlattıklarını örneklendirdi ve somutlaştırdı. Ders verimli geçti. Oturumlar soru cevap yapılarak tamamlandı.
Dersin özeti: - “Deneme başlığı söz konusu olduğunda daha çok edebi bir çalışma düşünülse de deneme aynı zamanda felsefi bir çalışma türüdür. Deneme felsefe ve edebiyat arasında duran bir düşünme faaliyetinin somut çıktısıdır.” Şeklinde bir giriş yapılarak ilk oturuma başlandı. İlk oturum esnasında felsefi dene türü ile edebi deneme türü arasında farklılıklar “kavram inşaası” üzerinden ortaya konularak felsefi deneme türünün bir problemi kavramlar sayesinde işeyerek çözüme kavuşturma derdinin olduğu, sonuç olarak felsefi türde yazılan bir deneme yazısının bir problem çerçevesinde oluşurken edebi türdeki bir deneme yazısında temel hareketin edebi bir bir metin ortaya koymak olduğu şeklinde iki türün arasında fark ve hareket noktaları anlatıldı. Bu bağlamda Decart’ın Yöntem Üzerine Konuşmalar kitabından örnekler verildi. Ardından kavram kelimesinin etimolojik kökenine inildi ve dersin ikinci oturumunda ele alınacak olan felsefi türdeki denemenin tarihsel seyri için bir giriş hazırlığı yapıldı.
- Dersin ikinci oturumunda felsefi tarzda deneme yazan ve bu türü geliştiren filozoflardan söz edildi. Bir kavram oluşturmak için farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiği söylendi ancak deneme yazarken edebiyatçılar olaya tek bir duygu üzerinden yaklaşırken filozoflar daha bütüncül yaklaşıyordu. Bu da farklılıkları ortaya koymayı zorlaştırıyordu. Bu durumu ilk eleştiren filozoflar arasında Berkson bulunmaktadır. O denemesinde farklılıkları ortaya koymak gerektiğini bunun içinde edebi bir dil kullanılması gerektiğini söyleyecek. Böylece felsefi deneme türü edebiyat ile etkileşim kurmaya başlamıştır. Tüm bunlarla birlikte kavram inşaası da tarih sahnesinde söz konusu olmaya başlamıştır. Kavramlar oluşturulmaya çalışılırken Platon’a bolca atıfta bulunulmuştur. Berkson’dan sonra bu tür içerisinde J. Lock’un da eserleri bulunmaktadır. O empirist bir filozoftur. Denemesindeyse kavramların ayrımına dikkat çeker temel hareket noktası ise kavramların ayrımını bilirsek insanın neyi bilip neyi bilemeyeceğini tespit etmektir. J. Lock sonrası tarih sahnesinde Hume ve Kant’ı görüyoruz. Onlardan sonraysa kavramları ayırma ve oluşturmadaki başarısı ile Hegel karşımıza çıkıyor. Hegel kavramları birbirinden ayırıyor ve düşünceye kazandırıyor. Kierkegaard’da ise sıkı bir Hegel okuması ve eleştirisi görüyoruz. Kierkegaard çalışmalarıyla Hegel’in kavram çalışmaları hakkında ulaştığı sonucu şu cümlesiyle ortaya koyuyor. “Hegel kavramlar üzerine bir şato yaptı ama içine insanı koymayı unuttu. Benim yaşantılarımın hislerimin dile gelmediği bir felsefe bu.” Kierkegaard’ın bu söylemiyle birlikte Berkson’da ortaya atılan edebi bir dille felsefe yazmalıyız düşüncesinin önü daha çok açılıyor ve felsefi tarzda ele alınan dene yazıları ile edebi tarzda ele alınan deneme yazılarının dil kullanımı arasındaki uçurum azalıyor. Burada açılan edebiyat kanalıyla felsefede verilen deneme eserlerinin güzel örneklerinden birini Montaigne’nin Denemeler adlı eserinde görebiliriz.
- Felsefede argümantatif felsefe yapma tarzına karşı yapılan felsefe denemedir diyebiliriz. Deneme tarzının güzel örneklerini ise Bacon, Montaigne gibi yazarlarda görürüz. Onlar Kierkegaard ile aynı derdi paylaşırlar. Benim duygu durumlarım ruh halim felsefi düzlemde dile getirilebilir mi? Sorusu ile deneme eserleri ortaya koymuşlardır.
- Kierkegaard’ın ise temel itirazı Hegel’edir. Bu yolla da varoluşçuluk üzerine konuşur. Ona göre var olmak nesnel değil öznel bir harekettir. Felsefesi bunun üzerine kuruludur. Bun ortaya koymaya çalışır. Edebi bir dille bunu yaparken onu bir edebiyatçıdan ayıran ise bir probleminin olması ve eserlerini felsefesini bunun üzerine kurmasıdır. Ona göre felsefe yalnızca argümantatif tarzda yapılmaz. “İnsanın dünyadaki mevcut konumuna yönelik felsefi düşünce geliştirmek edebi tarzda yazsanız bile filozof olarak anılmanızı gerektirir.” Kierkegaard bunu yapıyor.
- Kierkegaard özelinde felsefi deneme tarzı hakkında konuşularak ders bitirildi.
- Hocanın genel tarzı ve konuyu ele alma şekliyle son derece anlaşılır ve sorunsuz bir ders işlendi. Ders esnasında bir olumsuzluk yaşanmamakla birlikte konu sürekli birbirine bağlı bir akışta ilerlediği için dersten kopmalar olmaksızın ders tamamlandı. Ders ve hoca hakkında olumlu bir izlenim oluştuğunu söyleyebiliriz. Akademik anlamda bağımızı koparmamız bizim için verimli olabilir.
|
Ön Okuma Metni: | |
Bahsi Geçen Eserler: | - Korku ve Titreme – Kierkegaard
- Descartes – Yöntem Üzerine Konuşmalar
|