Özgeçmiş

Dr. Öğr. Üyesi
Yasin Gurur Sev
2003 yılında Yeditepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü 2012 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünü tamamlamıştır. 2014 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Bilim Dalında Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç danışmanlığında “Aristoteles’in Metafizik’inin Zeta Kitabı’’ başlıklı teziyle yüksek lisansını, 2019 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalında Prof. Dr. İsmail Coşkun danışmanlığında “Güney Kore’nin Modernleşme Sürecinin Zemini Olarak Senkretizm’’ başlıklı teziyle doktora eğitimini tamamlamıştır. Aynı zamanda halihazırda 2014 yılında başladığı Galatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe alanında doktora eğitimine devam etmektedir. Uluslararası hakemli dergilerde pek çok makalesi ve çeviri kitapları bulunan Sev çalışmalarına Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak devam etmektedir.
Çeviriler:
- Theophrastos, İlkelere Dair Metafizik, Pinhan Yayıncılık, 2016
- Parmenides, Doğa Hakkında, Pinhan Yayıncılık, 2017
- Aristoteles, Metafizik, Pinhan Yayıncılık, 2018
- Aristoteles, Ruh Üzerine, Pinhan Yayıncılık, 2018
- Thales, Anaksimandro ve Anaksimenes, Fragmanlar, Pinhan Yayıncılık, 2019
- Aristoteles, Kategoriler, Pinhan Yayıncılık, 2019
- Aristoteles, Magna Moralia Büyük Etik, Pinhan Yayıncılık, 2019
- Aristoteles, Sofistçe Çürütmeler, Pinhan Yayıncılık, 2019
- Aristoteles, Oluş ve Bozuluş, Pinhan Yayıncılık, 2019
- Ksenophanes, Fragmanlar, Pinhan Yayıncılık, 2019
- Henri Bergson, Şiir Felsefesi, Pinhan Yayıncılık, 2020
- Platon, Lysis, Pinhan Yayıncılık, 2020
- Parmenides, Fragmanlar, Kişiliği, Doktrini, Alımlanması, Pinhan Yayıncılık, 2021
- Edgar H. Schein, Nezaketle Yönetme Sanatı, Albaraka Yayınları, 2022
- Aristoteles, Parva Naturalia, Duyumsama, Bellek, Rüya, Kehanet, Uzun Yaşam, Gençlik, Ölüm, Pinhan Yayıncılık, 2022
Yasin Gurur Sev’in “Geleceğin Akademisyenlerini Arıyoruz” Projesindeki Programları:
- 2024 yaz kampı; “Felsefenin Diyalog İfade Biçimi”
Anadolu İlahiyat Akademisi
Geleceğin Akademisyenlerini Arıyor Projesi
2024 Yaz Kampı
Lisansüstü Grubu
Ders Raporu
Felsefenin İfade Biçimleri
Tarih: | 31 Temmuz 2024 Çarşamba, 11.00 |
Ders: | Felsefenin Diyalog İfade Biçimi |
Hoca: | Dr. Öğr. Üyesi Yasin Gurur Sev |
İşleniş: | Yüz yüze ve Online |
Özet: | Genel çerçeve: Esra Güler Ayhan’ın takdimiyle başlayan ders plana tabi kalınarak iki oturum şeklinde gerçekleşti. Dersin hocası ders süresine, içeriğe ve akışa uygun ilerledi. İlk oturumda dersin hocası öğrencilere sorular yönelterek, konu üzerinde farklı noktalara dikkat çekip düşünmelerini sağlayarak ilerledi. Konunun temeline inerek ana hatlarıyla genel çerçevesini çizdi. İkinci oturumda konunun özeline girerek örneklendirmeler üzerinden detaylarını aktardı, bazı filozofları bizzat ele aldı. Yüz yüze ve online katılımcıların sorularını yanıtlayarak belirlenen sürede dersini tamamladı. Dersin özeti: Özgür düşünme ortamı var mıydı? Olsaydı herhalde Sokrates idam edilmezdi. Refah seviyesi yüksekti o yüzden yunanda doğdu vs.iddiları da çok doğru değil. Bir yandan da demokrasi kültürüne bağlayanlar var ancak demokrasi eski yunan kültürüne atfedilir uzun soluklu bir şekilde yunanda deneyimlenmememiş hep çatışma olmuştur. Bu nedenle felsefenin doğuşunu demokrasiden dolayı yunanan bağlamak çok doğru değildir. Mitostan logosa geçiş argümanı da çok doğru değil zira böyle olsaydı Aristo ile başlaması gerekirdi felsefenin o yüzden bu da çok sağlam değil. Yunan kültürünü medeniyetini felsefe üzerinden okumaya çalışmayı gülünç buluyorum. Peki ne oldu da yunanda felsefe başaldı? Böyle bir çağı böyle bir dönemi felsefe üerinden anlamak çok da doğru değildir peki ne üzerinden eski yunanı anlayacağız ‘tragedya’ sayesinde. Tragedya şairleri kentin en prestijli insanlarıdır, düzenli tragedya yarışmaları yapılır şairler üçleme ile katılır ve kimin kazanacağı halkın tamamının teveccühü ile belirlenir. Bu yarışmalarda rekabet çok üst düzeyde yaşanmıştır. Bu üçlemelerinin sonuna az süreli tanrı saydıkları varlıklarla alayda eklemişlerdir ve bu durum zamanlar doğa üstü güçlerle yapılan açıklamaları sonlandırmaya başlamıştır mesela artık şimşek çaktığında doğa üstü bir olayla açıklamamaya başlamışlar. Doğa üstü güçlerle açıklayamayacaksak neyle açıklayacağız doğanın kendisiyle açıklayacağız bu noktada felsefe ortaya çıkmaya başlamıştır. Eski yunan kültüründe felsefe çok küçük bir yer işgal eder zira dediğimiz gibi öyle olmasaydı Sokrates idam edilmezdi hatta onunla alay edenler deli diyenler vs olmuştur. Thales her şeyin başı su demiştir. Adam Egeli önünde kocaman bir deniz var her şeyin başının su olduğunu düşünüyor. Burada ilk neden arayışı olduğunu görüyoruz ve ilk nedeni maddede arıyor. Ateş, hava, su diyen olmuş ama toprak kimse dememiştir. Empedokles toprağı da ekleyerek dörde tamamlamış. Peki bunları birleştirip ayıran nedir diye sorguluyor ve dostluk ve nifak olduğunu ifade ediyorlar. Birleştiren dostluk ayrıştıran nifaktır. Anaksagoras kozmik bir akıl fikrini ortaya koymuştur. Sicilyadaki bazıları başka tür bir ilk neden aramaya başlamışlardır. Gökyüzüne bakıyorlar bir sürü hareket var ve aralarındaki ahengi görüyorlar müziğe bakıyorlar uyumu görüyorlar ve arkasında bir sayısal karşılık geometrik düzen görüyorlar pitaragorasçılık gelişiyor. Platon da hem pitagorasçı hem de kratilos yani uç seviyede bir Herakleitoscu. Platon gençliğinde hayali tragedya şairi olmak olan biri bir sürü tragedya denemeleri var. Sonra Sokratesle tanışıyor ve onun öğrencisi oluyor. Sokrates tragedya katili olarak geçer Nietzsche’nin doktora tezinde ve Yunanlıların trajik çağını bitirmiş olan isim Nietzsche’nin deyimi ile Sokrates’tir. Çünkü Platon’un tragedya taslaklarını yaktıran Sokrates’tir. Platon’un diyaloglarında dramatik unsur çok belirgindir. Platon idealar diyerek akledilir bazı modeller bazı örnekler ortaya koyuyor ve aslında oda biçimsel bir ilk neden aramıştır. Biçim dünyasında hiçbir şey sabit değildir hem de matematik gibi biçimsel ögeler var ve platon da biçimsel bir neden arıyor. Aristoteles teleolojik bir ilk neden arıyor ve o da Tanrı. Ortada iki resim var birisi Platon’un diyalogları diğeri Aritoteles’in metinleridir. Aristoteles’in ders notları dediğimiz eserler onun ezoterik metinleridir. Ders notu dediğimizde hocanın anlattığını öğrencinin yazması gibi düşünülmemeli aksine ders öncesi hazırlanan konuşma metinleridir ve herkese açık değildir sadece bazı öğrencileri bilir. Aristoteles bir ruh teorisi ortaya koyuyor ve bunu sadece özel metinlerinde görülüyor herkese açık metinlerinde gözükmüyor. Demek ki diyalog daha geniş halk kitlelerine hitap etmek üzerine kullanılıyor. Popüler kültür ürünüdür diyalog. Uzun bir argümantasyonu baştan sona zihninde kopmadan takip edebilmek belli bir eğitim ve egzersiz gerektirir. Diyalog bu tartışma kültüründe geniş halk kitlelerine belli anahtarlar sunmuştur kolay takip edilebilir kolay anlaşılabilir argümanlar gerektiriyor. Tartışma alıştırması yapmayı da mümkün kılmıştır diyalog. Diyalog felsefe yapma biçimi değildir felsefeye kapı açan bir türdür. Kentin gereksinimlerine de hitap eden bir türdür. Diyalog felsefenin sıçrama yapmasına neden olmuştur birincisi sofistler ikincisi diyalektikçiler var her tartışma felsefe demek değildir. Tartışmanın felsefi olabilmesinin iki şartı birincisi örtük öncül olmayacak kendisinden hareket edilecek ilk öncül konusunda iki taraf da hemfikir olacak ikinci öncüllerdeki terimlerin anlamlarının hepsinin biliniyor olacak aksi halde bu tartışma barbar gibi boş konuşmak olur. Bunlar sağlandığında felsefe burada başlar zira her diyalog felsefe yapmak değildir evet felsefeyi ateşler ama felsefe yapmak demek değildir. Dört ögenin birer karışımı olan bütün var olanlar bir ufka doğru hareket ediyor. İnsanın doğasının tamamlanacağı yer kenttir. Diyalogun burada çok ciddi bir yönü vardır tragedyanın da çok etkisi vardır. Tragedya çok ciddi ahlaki belli uyarıları vardır hepsinin konusu temelde benzerdir bir yarı tanrı, asil, zengin, süper kahraman ne derseniz deyin trajik bir hata yapar ardından hatanın pişmanlığını yaşar ve bahtı tersine döner güzellikler gider kötülükler başlar. Kısaca tragedyanın eğitim rolü vardır. Yine de tek başına felsefe yapma biçimi diyemeyiz. Yukarıda bahsettiğimiz iki kriteri sağlaması lazım. Diyalogun felsefenin kapısını açmak kentin daha iyi işlemesini sağlamak kentin halk kitlelerine düşünmeyi öğretmek gibi pedagojik yönü olduğunu da görüyoruz. Özetle eski yunan kültürü targedya kültürü bu tragdya kültürü satirik oyununu gündeme getiriyor ve bu sayede doğa üstü güçler anlamlarını yitiriyorlar ve felsefeye ihtiyaç tam da burada başlıyor ilk ne aradılar madde türünden ilk neden aradılar sonra bunları birleştirip ayrıştıran bir şey olmalı diyorlar ve fail bir neden arıyorlar. İtalya’dakiler ise gök cisimlerinin ve müziğin hareketlerinin uyumundaki sayısal hareketlerden hareketle biçimsel bir neden arıyorlar ideaların biçimlerin tek tek duyulur dünyadaki var olanların varlığı oluyor. Arsito burada eksik görüyor diyor ki gaye anlamında ilk neden kimse değinmemiş ve bunu metafizikle başarıyor. Doğanın kendisine yöneldiği bir varlık Tanrı var diyor. Son: Dersin içeriğinin yoğun olmasından ötürü katılımcı arkadaşlardan oldukça fazla soru geldi, dersin hocası hepsini cevaplandırdı, bu kadar ilgiden memnun ve kendisi için de farklı bir deneyim olduğunu belirterek dersi sonlandırdı. |
Ön Okuma Metni: |
|
Bahsi Geçen Eserler: |
|